Favori dizim Sakarya-Fırat çözüm sürecine kurban gidip yayından kaldırılınca bir daha kolay kolay dizi seyretmem derdim. Çünkü o dizide kendimden bir şeyler buluyordum..
Bugünlerde 7 güzel adam’a fena takıldım.
Daha doğrusu; memleketin etkili bir yetkilisine bu konuyla ilgili belgesel yapalım, burada Sünni ve Alevilerin masum ve mağdur olduğunu anlatalım, bu işin derin devlet tarafından organize işler statüsü ile yapıldığını zaten Kenan Evren bile itiraf etti, elimde belgeler ve canlı şahitler var dedim.
Bana boş ver kaşıma dedi..
Bende eyvallah dedim.
7 Güzel adam tutkum ve takıntım buradan başlar. 7 güzel edebiyat adamını anlatması gereken dizi çaktırmadan, asla bir daha yaşamayı bırakın, hatırlamak bile istemediğimiz Maraş olaylarına girmeye başladı.
Tamam kaşımayalım.
Adam filmin bir sahnesinde; “Alevilerin tüm evlerini yaktılar, bir tane Sünni evi yanan yok” diyor.
Kardeşim, tamam yandı yıkıldı, hayatlar kaybedildi.
Hani kaşımayacaktık.
Filmin sadece bu repliğini duyan kötü niyetliler için bahane hazır.
Madem başladın sırasıyla git.
Önce 2 solcu öğretmenin yine sol fraksiyonlar tarafından öldürüldüğünü, cenaze töreninden sonra askeri araçlarla Ulu camii önünden kaçırılanların, Akbaşı’nda askeri araç içerisinden sağa sola rast gele ateş ederken 16 yaşında bir genci öldürdüklerini, esas olayların bundan sonra başladığını anlat.
Benim derdim dizideki olay sırasından ziyade, edebiyat-kültür anlatılması gereken bir dizide ne diye KAŞIMA işlerine giriyorsunuz?
Ben hakikaten Adil Erdem Bayazıt’ın o dönem Maraş’ta olup olmadığını bilmiyorum, bilen varsa lütfen söylesin. Okuyucularımdan gelen sorular hep bu yönde.
Bu olaylarda sadece mezbahanede olan ölü sayısının 750 civarında olduğunu söyleyen bir başçavuş’la tanıştım o zamanlar.
Ökkeş Şendiler, resmi olarak kamuoyuna açıklana 105 ölünün yarısının Sünni, yarısının alevi olduğunu söyler.
Demek ki burada yaralı olan tek taraf değil.
Bugün gündüz bir noter ağabeyimle bu konuyu konuştuk.(İzin almadığım için adını yazmıyorum)..
Burada gerçek olan dış güçlerin tahrik ve organizesi ile konu komşu birbirlerini öldürdü. Eğer bir anma yapılacaksa, o aileleri ölenleri toplayalım, evlerimizde misafir edelim, anma törenini birlikte yapalım konusunu gündeme getirelim dedik.
Dışarıdan gelipte provoke edenlerden şikayetçi değil miyiz?
O zaman Alevisi Sünnisi Maraşlılar top yekün biz anma işini yapalım.
Hatta memleketin münasip bir yerine anıt dikelim. Çünkü iki taraflı mağdur, tahrik edilmiş, cefa çekmiş ve acı tatmış durumdayız.
Dizi devam ederken face’de paylaştığım bir yazıdan dolayı Erenler Kültür ve Dayanışma Derneği 2. başkanı Cem Yıldız aradı.
Genç-mantıklı bir kardeşimiz. Konuştuk, birlikte anma programı konusunda hem fikiriz.
Gelen yorumlarda, maillerde mesajlarda bu işin rant konusu soruluyor ve koku var deniliyor. Benim burnum rant ve para kokusu almaz. Belge varsa, elinde olan getirsin yazarım…
Benim merak ettiğim şey; bana bu işi kaşıma denirken, kaşımak için nasıl bir gelişme yaşandı…
Asıl bundan sonra dışarıdan gelipte ahkam kesme olayı yaşanacak.
DİZİNİN BU GÜNKÜ BÖLÜMÜNDEN TESPİTLERİM…
*Adamın biri konuşuyor, karşısındakine; “yapisin”, “edisin”, “gelisin” diyor. Bu ağız Malatya yöresine ait.
Maraş’ta bu iş “geliiin”, “gediinn”, “yapiiinnn” olarak telaffuz edilir.
*Adamın biri karşısındakine tehditvari konuşurken her cümlenin sonuna, anladın mı manasına, üstüne basarak; ANLADINN diye soruyor.
Bu vurgulama olayı Maraş’ta yok. Güneydoğu ağzıdır, merak edenler özellikle Mardin kökenli dizilere bakarlarsa öğrenebilirler.
*Evler araçlar yakılmış-yıkılmış, Derin Devletin adamı okul müdürÜ ile telefonla konuşuyor… Halbu ki tüm irtibatlar kesikti, telgraf bile çekmek mümkün değildi. O zamanlar ağabeyimin biri Edirne’de yedek subay, diğeri Artvin’de okul müdürü idi. Bizlerden haber alamadıkları için taa oralardan kalkıp memlekete gelmişlerdi.